Taş Gibi Hatunları Üst Üste Koyup Siken Keloğlan

Yengemin yaptığının aynısını ettim ve birazcık okşadıktan sonrasında harbiden dizlerim titreyerek boşaldım. Mısır tarlasının arasında, bir ağacın altında bunları yapıyorduk. Kimsenin görme ihtimali yoktu. Şalvarlarımızı çıkarmış ve belden aşağımız çıplaktı. Oturup olanların heyecanıyla, baldızım abimle sikişirken aldığımı zevki anlatıyordu ki, birden, “Ben doymadım hanımefendi!” diyerek mısırlığın içerisinden bir salatalık alarak geldi. Umurumda değildi o an. Sonra amımın dudakları arasında gezinen dil yavaşça deliğimin içini yoklamaya başladı. Hem korkuyordum, bununla birlikte ihtiyaçla kıvranıyordum. Kaçınılmaz acının geleceğini biliyordum, bu konuda okulda bir tahsil almıştık, fakat orda anlatılan şeylerin burada aldığım zevkle uzaktan yakından alakası yoktu. Sonunda acıyla baş etmeye karar verdim, bu hazzı yeni banyo yapmış benzer biçimde, memeler tişörtü nerede ise patlatacak, altında bir eşofman, göt kalça kabak gibi çıkmış…     Ama o da beni görür görmez gözleri parladı, “Hoşgeldin!” dedi. “Hoşbulduk!” dedim. Kezban bana bir sarıldı, memelerini göğsüme yapıştırdı, sıcacık meme uçlarını bile hissettim. Bacağının biri benim bacak arama gelecek şekilde, amcığını da sürttü bana ve