Dileyip, kayınvalidemle birlikte alt kata indik. Evin kapısını açarken ellerim heyecandan titriyordu. Küçük odadaki yatağı hazırlayıp yatması için düzenledim. Televizyonu açıp depremin şiddetini öğrenmeye çalışan Mert’in yanına gittim. Yanına oturdum ve beraber izlemeye başladık. Bir yandan televizyonu izlerken bir taraftan da sohbet ediyorduk.
Mert, yanımda, yanıbaşımda olduğunu bildiğim halde “Amına gireyim mi eniştem? Yarrağımla sokayım mı?” diye sordu. Ben de “Evet eniştem! Evet! Sik beni! Deminden beri yalvarıyorum sok diye, hadi artık, sok o koca şeyini içime! Yıllarca bunun hayalini kurdum. Ablamla sevişirken çıkardığınız sesleri dinleye dinleye, ablamın acıdan, hazdan bağırmasını duya duya kendimi tatmin ettim. Kocamın altında yatarken seni hayal ettim” dedim.
Üstümde yatanın “sen tutamıyorum artık” dediğinde, tamam dedim, sen geç, ben tutayım dedim. Ben boşalmıştım ama selva henüz yapmamıştı. Kuzi girdi ve birbirinden farklı sesler yükselmeye başladı. Selva tamamen bizlere teslim olmuştu ve ne yaparsak yapalım kabul ediyordu. Ben de sonradan yorulunca bıraktım.
